11 Mayıs 2011 Çarşamba

Haydar

Bugün uyandığımda bi karar verdim.Rüyam bu kararı almamda etkili oldu sanırım.Bi günlük tutuyodum rüyamda,ve bu insanlığa müthiş bi miras oluyodu 250 yıl sonra falan.Saçma sapan bi rüyadan yola çıkarak hangi karara vardım ? Burası benim alanım.Günlük gibi kullanıcam buraları-ya da belki deneme-,böyle aklıma gelen herşeyi yazıcam.Amaçsızca. Ayrıca şöyle baktım da, buraya kadar ne kadar çok ''bi'' kullanmışım ulan.

Neyse.Hadi yazayım biraz.

Yaşam sevinci denilen şey belki de ahmakça, sibopça; ama, elinden yaşam sevinci alınmış biri, bu dünyada gerçek bir sertlik, bir karanlık.Nasıl bir iş bu?Ahmakça olarak nitelendirdiğim kavramın eksikliği,gerçeği nasıl böyle sert vurabilir yüzlerimize?Bi insanın herşeyin güzel olabileceğini düşünememesi çok tehlikeli olabilir.Çünkü içten pazarlıklıyız lan biz.''Herşey güzel olabilir'' düşüncesiyle sıçmıyoruz hayatlarımıza ve hayatlarınıza.Şahsen,umudu olmayan bi insanın neden diğer insanların huzurunun devam etmesine göz yumması gerektiğini açıklayamam.Faşizan eylemlerin etkisine girmekte çok haklı olabilir.
İnsanların umutlarını rahat bırakın,eğer sizin elinizdeyse şekillendirmek.Bırakın.

Ayrıca çok acı bişey itiraf edicem şimdi kendime. Yazdıkça rahatlardı hani insanlar? Ya yazamıyorum,ya da rahatlayamıyorum.Her iki durumda can sıkıcı.

Bu arada 7-8 gün sonra doğum günüm.Sevmem doğum günlerini.Herkesin kendi önem hiyerarşisi vardır,ve doğum günü benim için o listede yok.Sıkılırım.Bunalırım.Hadi bi sır veriyim şimdi size.
Çaktırmadan, “Acaba yine de birileri hatırlar mı doğum günümü?” diye de dertlenirim gizli gizli ve bilirim ki bunu aslında hepimiz yaparız.Çünkü, insan olmanın kimyasında böyle bir durum var olmalı: yani, hepimiz seviyoruz hatırlanmayı, beklenmedik armağanları, bir şeylere lâyık görülmeyi, vesaireyi.Ve mutlaka hatırlıyor işte bizi,ve şaşkın mutlu suratlara kavuşuyoruz sonunda.Ve ben hiç mutlu değilim.

Erkenden yaşlandım. Sırtıma şimdiden ağrılar saplandı ve şimdiden deli gibi sigara tüketiyorum.Aşık oldum. Nefret ettim. Bir günümün yirmi sekiz saat olması gerektiğine karar verdim. Pornografik rüyalar değil istediğim; tüm yeteneğimi çalabilecek kadar etkili bir tene sarılıp da uyumak istiyorum.

 Bi gün anlayacağım.Görüşmek üzere.